Yerel seçimlerde 800 bin oy farkıyla İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığını kazandıktan sonraki günlerde, Merkezi Hükümet tarafından İmamoğlu’nun elindeki maddi imkanlar alınmaya ve ekonomik olarak güçsüzleştirmeye başladı.
İmamoğlu göreve gelir gelmez kamu kurum ve kuruluşları Hamidiye Su’yu almaktan vazgeçtiler. İBB’nin pandemi döneminde başlattığı yardım kampanyası durdurularak banka hesaplarındaki paralara el kondu.
Galata Kulesi İBB’nin elinden alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredildi. İBB’nin taksi plakası vermesi, Ekmek büfesi açma girişimleri engellendi. Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin yapısı değiştirilerek İBB’nin söz üstünlüğü elinden alındı.
Merkezi hükümetin yaptıklarının yanında Sayıştay gibi bir kuruluşun akla ziyan aldığı kararlar halkın ihtiyaçlarını temin eden girişimleri baltalamaktan başka bir şey değil. İBB, 12 bin 334 üniversiteliye 14.800.800 Tl. burs vererek kamuyu zarara uğratmakla ve Kamu İhale Kanunu’na aykırı şekilde 124 bin 418 çocuğa 8.564.116 litre süt desteği sağlamakla suçlanmaktadır.
Sayıştay raporuna göre İBB kamuyu büyük zarara uğrattı. Nasıl mı? İstanbul’daki 12 bin 334 üniversite öğrencisine burs vererek. İmamoğlu seçildikten sonra ilk iş olarak üniversite öğrencilerine 3200 TL burs verme kararı almıştı.
İmamoğlu göreve geldikten sonra 3-6 yaş arasında 124 bin 418 çocuğa 8.564.116 litre süt desteği verdi. Sayıştay denetçileri alımın ihale ile yapılması gerektiğini savunarak, Belediyenin tarım ve hayvancılık ürünü satın alabileceğini ancak pastörize sütün bu kapsamda olmadığı savunmaktadır.
İBB Bütün bu konularda sorguya çekilmeyi beklerken, ne burs ödeme ödemekten, ne de Halk Süt’ü dağıtmaktan vazgeçmek niyetinde değil. Askıda fatura dönemi başlatan İmamoğlu bu sayede yüzlerce vatandaşın pandemi döneminde sıkıntıya düşmesinin önünü kapatmış oldu.
Son olarak Halk ekmek büfelerinin açılması için yaptığı mücadeleyi kazanan İmamoğlu, İstanbul’un en fakir semtlerine halk ekmek büfelerinin açılmasını sağlayarak halka ucuz ekmek alma imkanı sağladı.
GÜZEL ÖĞÜTÜCÜ SÖZLER:
Güçsüzken saf, masum kalmak kolaydır da, mührü ele geçirince biraz zor.
Fakirken sosyalist olmak kolaydır da, parayı bulunca da “Hadi gel paylaşalım” demek biraz zor.
Başarıdan pay çıkarmak kolaydır da, başarısızlık olunca hatayı biraz da kendinde aramak zor.
Beşer olmak kolaydır da, Kamil olmak biraz zor.